Tarihe başkentlik etmiş, medeniyetleri kucaklamış ve dünyaya bir miras niteliğinde adını yazdırmış İstanbul, bugün her köşesinde benzersiz değerlerini bizlere sunuyor. Topraklarında ev sahipliği yaptığı tüm medeniyetlerin izlerini taşıyan şehirde bulunan onlarca tarihi eser, İstanbul’u başlı başına bir müzeye dönüştürüyor. Bu da İstanbul’u diğer kentlerden farklı kılan en önemli özellik oluyor.
Her semtinde ayrı bir güzellikle karşılaşabileceğin İstanbul’da gezilecek yerler ise saymakla bitmiyor. Saraylar, camiler, müzeler, parklar, kasırlar başta olmak üzere doğal ve tarihi birçok destinasyon mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Bu yazıda İstanbul’da gezilecek birçok yeri keşfedeceksin. İstanbul’u keşfetmeye başlamadan önce de merak edilen sorulara yanıtlar bulacaksın. Hazırsan, İstanbul’u gezmeye başlayalım.
İstanbul neyi ile ünlü?
İstanbul Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan boğazı, köprüleri, müzeleri, camileri, tarihi ve kültürü ile ünlü.
İstanbul’un simgesi nedir?
İstanbul’un simgesi tarih boyunca erguvan olmuş. Boğazın rengini yansıtan erguvan ile özdeşleşen İstanbul bu rengi asırlardır taşıyor.
1. Ayasofya Camii
- Giriş ücreti
Camii kısmı ücretsiz.
Yabancı ziyaretçiler için üst kat 25 Euro, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için 850 TL
Note
Camii dünyanın dört bir yanından ziyaretçi akınına uğradığı için girişte biraz bekleyebilirsin. Elinde ayakkabı varsa ön bölüme giremiyorsun. Yanında başörtü yoksa kapıda satın alabilirsin.
2. Topkapı Sarayı Müzesi
İstanbul’un en turistik bölgesi Tarihi Yarımada’da bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin ilk sıralarında olmalı elbette. Fatih semtine bağlı Sarayburnu’nda bulunan Topkapı Sarayı, İstanbul fethedildikten sonra inşa edilmiş ve 400 yıl süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun idare merkezi olarak hizmet vermiş. 3 Nisan 1924’te müze haline getirilen Topkapı Sarayı, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk müzesi. 300.000 metrekarelik bir alanı kapladığı ve yaklaşık 300.000 tane arşiv belgesine ev sahipliği yaptığı için dünyada bulunan saray müzelerinin en büyüklerinden.
Müzeyi gezmeye gittiğinde Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi, Has Oda, Babü’s Saade ve Köşkler Bahçesi’ni görebilirsin. Ayrıca padişahların portrelerine, kıyafetlerine ve silahlarına ev sahipliği yapan İstanbul Kitaplığı’nı da mutlaka ziyaret etmelisin.
- 150 TL
- Harem Dairesi 80 TL
- Aya İrini Müzesi 90 TL
- MüzeKart ile ücretsiz. (Harem Dairesi ve Aya İrini Müzesi hariç)
- Salı günleri kapalı.
- Her gün 10.00 – 18.00
- Harem Dairesi ve Aya İrini 09.00-17.30
Note
Topkapı Sarayı’nda Süleyman’ın Kılıcı, Hz. Muhammed’in hırkası ve sakalı, Kaşıkçı Elması gibi önemli kültürel miraslar yer alıyor. Bu yüzden gezine uzun bir zaman ayırmalısın. Topkapı Sarayı’ndan çıktıktan sonra Arkeoloji Müzeleri’ni gezmeden, Gülhane Parkı’nda yürümeden ve Sarayburnu’nda çay içmeden günü tamamlama.
3. Sultanahmet Camii
İstanbul’un en meşhur camisi olan Sultanahmet Camii, sadece yerli turistler arasında değil yabancı turistler arasında da oldukça ünlü. Yabancı turistler camiyi Mavi Camii anlamına gelen Blue Mosque adıyla tanıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise caminin içinin 21 bin 43 tane İznik çinisiyle döşenmesi ve masmavi bir görüntüye sahip olması. Sultan I. Ahmet’in emri üzerine 17. yüzyılda Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Sedefkar Mehmet Ağa tarafından inşa edilen cami, Ayasofya’nın tam karşısında konumlanıyor. Sultan Ahmet Camii’nin 16 tane şerefesi bulunuyor ve bu 16 şerefe, Sultan I. Ahmet’in Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. hükümdarı oluşunu simgeliyor. 43 metre yükseklikteki kubbesinin çapı ise 23,5 metre.
Note
Sultanahmet Camii namaz saatlerinden 20 dakika önce ve sonra kapanıyor. Ziyaret ederken bu süreye dikkat et.
4. Sultanahmet Meydanı
Sultanahmet Meydanı, İstanbul’da yapılan turistik gezilerin başlangıç noktası.Roma İmparatorluğu’nun bölgede hüküm sürdüğü yıllarda hipodrom olarak kullanılan meydan, Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetindeyken de hipodrommuş. Bu yüzden At Meydanı olarak bilinirmiş. O dönemlerde yerli halk, hep bu meydanda toplanıp eğlenirmiş. Günümüzde kalıntıları hala görülebilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş gibi dikilitaşlar hipodromu ikiye bölmek için kullanılırmış. Sultanahmet Meydanı, İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nı oluşturan ve görülecek tarihi yerlere ev sahipliği yapan özel bir yer.
Buradayken Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii, Aya İrini Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı gibi önemli yerleri görebilir; Kumkapı, Sirkeci, Karaköy, Eminönü, Çemberlitaş gibi yerlere yürüme mesafesiyle ulaşabilirsin. Aynı adı taşıyan ünlü Sultanahmet köftesinin tadına da en iyi burada bakabilirsin.
Note
Sultanahmet Meydanı’nda yer alan yılanlı sütunun başı Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
5. Gülhane Parkı
Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı şiirinden tanıdığımız Gülhane Parkı’na girdiğin andan itibaren Cem Karaca’nın şiirden bestelediği şarkıyı mırıldanmaya başlayacaksın. Geçmişte Topkapı Sarayı’nın arka bahçesi olarak kullanılan park, padişahları ağırlamış bir alan yani anlayacağın. Türkiye’deki en temiz parklardan biri olan Gülhane Parkı’nın böyle kalmaya devam etmesi için temizliğine ve park düzenlemelerine ekstra özen gösteriliyor. Parkın içindeki çay bahçeleri, Tarihi Yarımada’yı karış karış gezdikten sonra bir ağacın altında serinlemek isteyenlerin uğrak noktası.
Note
Gülhane Parkı içinde yer alan Gülhane Sarnıcı da yeni restore edilen kültür varlıklarından biri. Buradayken görmeyi unutma!
6. Yerebatan Sarnıcı
Bizans İmparatorluğu döneminden İstanbul’da kalan en değerli yapılardan Yerebatan Sarnıcı. 532 yılında İmparator Justinianus’un emri üzerine inşa edilen sarnıç, o yıllarda sarayın ve halkın su ihtiyacı için kullanılırmış. Hatta İstanbul’un fethinden sonra da bir süre boyunca su kaynağı olarak kullanımı devam etmiş. Geçmişte sarnıç üzerinde Stoa Bazilikası bulunduğu için Bazilika Sarnıcı ve suyun içinden çıkan sütunlar yüzünden Yerebatan Sarayı olarak da bilinirmiş. 140 metre uzunlukta ve 70 metre genişlikte olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki en gizemli eser ise Medusa Başı. Sarnıcın kuzeybatısındaki konumlanan iki sütunun altında bulunan heykel, Roma Dönemi’nin en önemli eserlerinden biri ama buraya nasıl geldiği bilinmiyor.
Yerebatan Sarnıcı restore edilerek yeni yüzüyle kapılarını açtı. Eklenen modern heykeller, sarnıcın atmosferini bambaşka bir boyuta taşıdı. Farklı sanat etkinliklerinin düzenlendiği Yerebatan Sarnıcı’ndaki ışıklandırma ise atmosferi etkileyici bir konuma getiriyor.
Giriş Ücreti
09.00-18.30 giriş ücreti
- Yerli ziyaretçi: 80 TL
- Yabancı ziyaretçi: 600 TL
- Öğrenci: 30
09.00-18.30 giriş ücreti
- 19.30-22.00 saatleri arasında ücretlendirme
- Yerli ziyaretçi: 250 TL
- Yabancı ziyaretçi: 1.000 TL
- Öğrenci: 100 TL
Açık olduğu saatler
- Haftanın her günü 09.00-22.00
- Özel etkinlikler olduğunda saat değişimi sosyal medya hesabından duyuruluyor.
Note
Sarnıç giriş ve çıkıştaki merdivenler hariç bebek arabası ile gezmek için uygun. Yaz ve hafta sonları uzun kuyruklar olabiliyor. Sıra beklememek adına gelmeden önce biletini online olarak alabilirsin. Burada MüzeKart geçerli değil.
7. Binbirdirek Sarnıcı
İstanbul’un diğer bir önemli ve güzel sarnıcı da Binbirdirek Sarnıcı. İstanbul’un ikinci büyük su haznesi olan Binbirdirek Sarnıcı günümüzde 212 adet orijinal sütuna sahip. 3584 metrekare büyüklüğünde olan Binbirdirek Sarnıcı bugün ışık ve lazer gösterileriyle ziayretçilerine bambaşka bir atmosfer yaşatıyor.
Giriş Ücreti
Giriş ücreti
- Yerli: 40 TL
- Yabancı: 250 TL
- Öğrenci-öğretmen: 20
Açık olduğu saatler
- Pazartesi-cumartesi: 10.00-17.00
- Pazar günleri kapalı.
8. Şerefiye Sarnıcı
1.600 yıllık geçmişiyle İstanbul’un en eski su haznelerinden biri olan Şerefiye Sarnıcı yaklaşık 24 metreye 40 metre bir alan üzerine inşa edilmiş. Şerefiye adını Osmanlı döneminde bulunduğu mahalleden alan sarnıç şimdilerde 360 derece projection mapping sisteminin entegre edildiği atmosferiyle ziyaretçilerini büyülüyor. İstanbul’un Fethi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini taşıyan gösteriyi mutlaka izlemelisin.
Giriş Ücreti
Giriş ücreti
- Yerli: 80 TL
- Yabancı: 500 TL
- Öğrenci: 30
- 65+ ücretsiz
- Engelli ve engelli refakatçi kartı olanlara ücretsiz
Açık olduğu saatler
- Haftanın her günü 09.00-19.00.
9. Aya İrini Müzesi
İstanbul’da gezilecek yerler arasında Bizans İmparatorluğu’ndan kalan birçok yer bulunuyor ama Aya İrini Kilisesi, Bizanslıların İstanbul’da inşa ettiği ilk kilise. İstanbul fethedildikten sonra kilise camiye çevrilmeden kalmış ve 19. yüzyılda müze olmasına karar verilmiş. Müze-i Hümayun ya da İmparatorluk Müzesi olarak adlandırılan kilise, Osmanlı İmparatorluğu’nda açılan ilk müze olmuş. Daha sonraları Askeri Müze olarak kullanılan kilise, 1973 yılından beri İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın bünyesinde bulunuyor.
Giriş Ücreti
Giriş ücreti
- 90 TL
Açık olduğu saatler
- Salı günleri kapalı.
- Her gün 09.00-17.30
10. Türk ve İslam Eserleri Müzesi
İstanbul’da gezilecek yerlerin çoğu, Sultanahmet Meydanı ve çevresinde toplanmış. Ülkemizde bulunan Türk İslam sanatının tüm önemli eserlerini bir arada görebileceğin ilk müze olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi de Sultanahmet Meydanı’nda bulunuyor. Bu müze, Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın inşa ettirdiği bir saraya kurulmuş. İbrahim Paşa yaşarken sarayın adı At Meydanı Sarayı imiş ama ölünce İbrahim Paşa Sarayı adını almış. 1983 yılında saray müze olarak kullanılmaya başlanmış
Giriş Ücreti
Giriş ücreti
- 390 TL
- MüzeKart ile ücretsiz.
Açık olduğu saatler
- Haftanın her günü 09.00-18.30
11. İstanbul Arkeoloji Müzeleri
Dünyanın en önemli arkeoloji koleksiyonlarını barındıran ve üç ayrı müzeden oluşan İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul’u gerçek manada anlamak ve tanımak için olmazsa olmaz. İstanbul’un bugünkü kültürel varlığının temellerini atan isimlerden Osman Hamdi Bey’in öncülüğünde yapılan Arkeoloji Müzelerini gezerken göreceğin 3 müze aşağıda;
- Arkeoloji Müzesi: Müze 1891 yılında kurulmuş olup çeşitli dönemlere ait eserler içeriyor. Mısır, Mezopotamya, Anadolu ve Ege bölgelerine ait heykeller, seramikler, mozaikler ve yazılı belgeler gibi birçok farklı türde eseri barındırır. Arkeoloji Müzesi’nde görmen gereken en önemli eserler ise İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi.
- Eski Şark Eserleri Müzesi: 1883 yılında kurulan bu müze, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğu bölgelerinden getirilen eserleri sergiler. Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyadan gelen eserler arasında el yazmaları, minyatürler, metal işçilikleri ve taş oymaları bulunur.
- Çinili Köşk: 1472 yılında inşa edilen ve daha sonra Sultan III. Ahmed tarafından satın alınan bir köşkün restore edilerek Çinili Köşk adını aldığı bölümdür. İçinde Selçuklu, Osmanlı ve İslam dönemi eserlerinin yanı sıra seramik koleksiyonları da bulunur.
Giriş Ücreti
- 340 TL
- MüzeKart ile ücretsiz.
Açık olduğu saatler
- Haftanın her günü 09.00-18.30
12. Süleymaniye Camii ve Külliyesi
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii, İstanbul’da gezilecek yerler arasında en hayranlık uyandıran yapılardan biri. Beyazıt ilçesinde bulunan camii, adından da anlaşılabileceği üzeri Osmanlı’nın ünü dünyalara ulaşan padişahı Muhteşem Süleyman’ın emriyle inşa edilmiş. 1551-1557 yılları arasında inşası tamamlanan caminin her bir detayı ince düşünülmüş ve çok iyi hesaplanmış. Süleymaniye Camii’nin konumlandığı Süleymaniye Külliyesi de oldukça geniş bir alana sahip. 15 bölümü olan külliyede medreseler, hazire, hastane, kütüphane, hamam, sıbyan mektebi gibi alanlar yer alıyor. Külliyede ayrıca Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan türbeleri de bulunuyor.
Note
Mimar Sinan eseri olan Süleymaniye Külliyesi restore edildi. İstanbul Tasarım Müzesi’ni buradayken ziyaret edebilirsin.
13. Dolmabahçe Sarayı
Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu bu sarayın hepimizin kalbindeki yeri büyük. Bu nedenle de Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da gezilecek yerler listesinin belki de en duygusal maddelerinden biri. Dolmabahçe Sarayı, 1856 yılında Sultan Abdülmecit’in emretmesi üzerine inşa edilmiş. Abdülmecit, bu sarayın Avrupai bir tarza sahip olmasını ve sadece güzelliklerden oluşmasını istemiş. 285 tane oda, 26 adet salon, 6 hamam ve 68 tuvaletin bulunduğu sarayın yapımı padişaha oldukça pahalıya olmuş ve padişah o kadar özenerek yaptırdığı İstanbul’un 3. en büyük sarayında sadece 5 yıl oturabilmiş.
Abdülmecit’ten sonra gelen padişahlar tarafından da farklı şekillerde kullanılan saray, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yeni devletin modern yüzü olarak hizmet etmiş. 10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk 71 numaralı odada son nefesini verdi. Günümüzde Dolmabahçe Sarayı’na gittiğinde bu odayı ve Atatürk’e ait kişisel eşyaları görebilirsin.
Giriş Ücreti
Selamlık + Harem + Resim Müzesi giriş ücreti
- Yerli: 150 TL
- Yabancı: 1.050 TL
- İndirimli: 75 TL
- MüzeKart ile ücretsiz. (Selamlık bölümü hariç)
- Biletler bir hafta geçerli.
MüzeKart’a özel Selamlık giriş ücreti
- Yerli: 100 TL
- İndirimli: 50 TL
Öğrenci grupları giriş ücreti
- 40 TL
Açık olduğu saatler
- Pazartesi hariç 09:00-16:00
Note
Dolmabahçe Sarayı için kombine bilet alabilirsin.3 farklı çeşitte kombine bilet bulunuyor. Kombine biletler Dolmabahçe Sarayı haricinde İstanbul’daki önemli kasır ve köşkleri de kapsıyor.
14. Galata Kulesi
İstanbul’un siluetini oluşturan yapılardan biri olan Galata Kulesi, o kadar çok turist ağırlıyor ki her daim önünde upuzun kuyruklar oluşuyor. Dünyadaki en eski kuleler arasında yer alan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Justinianos’un isteğiyle 500’lü yıllarda inşa edilmiş. Günümüzdeki görünümünü ise 1340’lı yıllarda kazanmış. Yangın ve depremler yüzünden harap olan kulenin en son onarımı 1967 yılında yapılmış. Eğer bu tarihi şaheser hakkında detaylı bilgi almak istersen Galata Kulesi gezi rehberi yazısına göz atmanı öneriyoruz.
Giriş Ücreti
- MüzeKart ile ücretsiz.
- 650 TL
- 18 yaş altı çocukların yanında anne ve babaları olmadan ziyaret gerçekleştirmesi yasak.
Açık olduğu saatler
- Her gün 08.30-22.00
Note
Galata Kulesi’nin külah kısmı restorasyonda olduğundan dolayı seyir terası şu an için kapalı.
EN UYGUN
https://www.enuygun.com/